İngiliz-Zanzibar Savaşı - Okan Kozanoğlu

İngiliz-Zanzibar Savaşı - Okan Kozanoğlu

"Doğu Afrika’da yer alan Tanzanya’ya bağlı bir ada olan Zanzibar, adını Arapçada “siyahların ülkesi” anlamına gelen zencibār (زنجبار) kelimesinden alır."

Dünya tarihinde yaşanan çeşitli olayların, her ne kadar kanlı ve acı verici de olsa tarihe geçiş şekillerinin birbirinden farklı olduğunu kabul etmek gerekir. Bu olaylardan biri olarak 1896 yılında meydana gelen İngiliz-Zanzibar Savaşı’nı ele almak mümkündür. Bu savaş, tarihin en kısa süren savaşı unvanını elinde tutmasıyla bilinse de arka planında yer alan belli başlı olayların değerlendirilmesi, bu olayların nasıl savaşa yol açtığının ve savaşın sonucunda neler değiştiğinin anlaşılması; Afrika’daki koloni hareketlerini anlamlandırmak adına önemlidir. Bu yazının konusu savaşın kendisinden ziyade bu savaşın neden burada gerçekleştiğini ve bu savaşın kökenlerini irdelemek, bu irdelemeden çıkan sonuçlar çerçevesinde İngiliz-Zanzibar Savaşı’nın Zanzibar tarihindeki etkilerini incelemek üzerine olacaktır.
Savaşı irdelemeden önce Zanzibar’ın nerede olduğunu, önemini ve 19. yüzyıldaki durumunu incelemek gerekir. Zanzibar, doğu Afrika’da yer alan Tanzanya’ya bağlı bir adadır. Bugün otonomisi bulunan bu ada, adını Arapçada “siyahların ülkesi” anlamına gelen zencibār (زنجبار) kelimesinden alır. Svahili halklarının yaşadığı Doğu Afrika bölgesi, ilk defa Portekizliler tarafından 15. yüzyılda keşfedilir. Adada daha öncesinde yaşayanlar ise Araplar ve Farslardır. Umman Sultanlığı’nın 1698 yılında buradaki Portekizlileri sürgün edip bölgeyi kontrol altına almasıyla Zanzibar’ın tarihinde bir dönüm noktası
Zanzibar (veya Unguja) Adası.
Savaşı irdelemeden önce Zanzibar’ın nerede olduğunu, önemini ve 19. yüzyıldaki durumunu incelemek gerekir. Zanzibar, doğu Afrika’da yer alan Tanzanya’ya bağlı bir adadır. Bugün otonomisi bulunan bu ada, adını Arapçada “siyahların ülkesi” anlamına gelen zencibār (زنجبار) kelimesinden alır. Svahili halklarının yaşadığı Doğu Afrika bölgesi, ilk defa Portekizliler tarafından 15. yüzyılda keşfedilir. Adada daha öncesinde yaşayanlar ise Araplar ve Farslardır. Umman Sultanlığı’nın 1698 yılında buradaki Portekizlileri sürgün edip bölgeyi kontrol altına almasıyla Zanzibar’ın tarihinde bir dönüm noktası yaşanır. 19. yüzyıla kadar Umman’ın yönetiminde kalan Zanzibar, özellikle bu yıllarda Umman Sultanı Said bin Sultan’ın ölümünün ardından oğulları Süveyni ve Mecid Umman Zanzibar’da birbirlerinden ayrı olarak kendi sultanlıklarını ilan ederler.
Zanzibar (veya Unguja) Adası.
yaşanır. 19. yüzyıla kadar Umman’ın yönetiminde kalan Zanzibar, özellikle bu yıllarda Umman Sultanı Said bin Sultan’ın ölümünün ardından oğulları Süveyni ve Mecid Umman Zanzibar’da birbirlerinden ayrı olarak kendi sultanlıklarını ilan ederler. 1858 yılından itibaren Zanzibar’da kurulan bu sultanlık, özellikle Hint Okyanusu’nda gerçekleşen ticaret için çok önemli bir konumdaydı. Doğu Afrika’nın giriş kapısı (Hernon, 2000) sayılabilecek derecede önemli olan bu bölge, İngiltere ve Almanya’nın dikkatini Afrika’daki sömürge faaliyetleri sırasında çekmişti. 1890 yılından itibaren bir İngiliz sömürgesi olan Zanzibar Sultanlığı, diğer İngiliz sömürgelerinde olduğu gibi doğrudan bir sömürge yönetimiyle yönetilmiyordu. Sultanın hükümetinde görev alan bir İngiliz temsilci, doğrudan başbakan olarak görev yaparak hem İngilizlerin otoritesinin temsili adına çalışıyor hem de gelecek sultanların atanmasıyla ilgili de söz sahibi oluyordu (Hernon, 2000). Bunun arkasında yatan sebep ise İngilizlerin burada bulunan Arapların kurduğu politik istikrarı ve ekonomik dengeyi bozmamak isteyişiydi. Yine de bir noktadan sonra İngilizler, iç politikaya doğrudan müdahale etmeye başladılar (Klein-Arendt, 2005). Sonuç olarak Portekizlilerin keşfiyle başlayan sömürge yaşamında Zanzibar’ın yalnızca çok kısa bir süre boyunca kendi başına bir sultanlık olduğu, 1890 sonrasında ise yeniden eski sömürge konumuna düştüğü görülür.
1858 yılından itibaren Zanzibar’da kurulan bu sultanlık, özellikle Hint Okyanusu’nda gerçekleşen ticaret için çok önemli bir konumdaydı. Doğu Afrika’nın giriş kapısı (Hernon, 2000) sayılabilecek derecede önemli olan bu bölge, İngiltere ve Almanya’nın dikkatini Afrika’daki sömürge faaliyetleri sırasında çekmişti. 1890 yılından itibaren bir İngiliz sömürgesi olan Zanzibar Sultanlığı, diğer İngiliz sömürgelerinde olduğu gibi doğrudan bir sömürge yönetimiyle yönetilmiyordu. Sultanın hükümetinde görev alan bir İngiliz temsilci, doğrudan başbakan olarak görev yaparak hem İngilizlerin otoritesinin temsili adına çalışıyor hem de gelecek sultanların atanmasıyla ilgili de söz sahibi oluyordu (Hernon, 2000). Bunun arkasında yatan sebep ise İngilizlerin burada bulunan Arapların kurduğu politik istikrarı ve ekonomik dengeyi bozmamak isteyişiydi. Yine de bir noktadan sonra İngilizler, iç politikaya doğrudan müdahale etmeye başladılar (Klein-Arendt, 2005). Sonuç olarak Portekizlilerin keşfiyle başlayan sömürge yaşamında Zanzibar’ın yalnızca çok kısa bir süre boyunca kendi başına bir sultanlık olduğu, 1890 sonrasında ise yeniden eski sömürge konumuna düştüğü görülür.
1510'dan 1964'e kadar Zanzibar bölgesinin haritası
Zanzibar Sultanlığı’nı İngiltere’yle savaşa sürükleyen olay, iç politikada meydana gelen değişimlerdi. İlk olarak bahsedilmesi gereken mesele, Zanzibar’da yaşayan Arap ileri gelenlerin zenginliklerinin yavaş yavaş kaybolması ve İngilizlerin servet elde etmeye başlamasıydı. Zanzibar, özellikle 19. yüzyıl sonlarına kadar köle ticaretiyle ünlenen bir ülkeydi. Buradaki köle ticaretinin 1890 yılında tahta çıkan Sultan Ali bin Said tarafından kaldırılması, özellikle sultanın saray halkının servetinin azalmaya başlamasına sebep olmuştu. Ayrıca İngilizler, yalnızca ekonomik olarak değil siyasi olarak da güç kazanmaya başlamıştı: İç ve dış politika tamamen İngilizler tarafından yürütülen kuruluşlar aracılığıyla idare ediliyordu. Sultanın muhafız ordusu haricinde kalan bütün ordu dahî İngilizler tarafından yönetiliyordu (Hernon, 2000). Bu durum, savaşın fitilini ateşleyecek olan, saray içerisinde yaşanan şaibeli bir olaya sebebiyet verdi: Sultan Hamid bin Süveyni, 25 Ağustos 1896 tarihinde beklenmedik bir şekilde hayatını kaybetti. Bu konuda şüphe sultanın kendisinden sonra tahta çıkan Halid bin Bargaş tarafından zehirlendiği yönünde gelişti. Ortada bununla ilgili bir kanıt olmasa da Sultan Halid’in selefi ölür ölmez muhafız birliklerinin başına geçmesi ve sarayı ele geçirdikten hemen sonra kendini sultan ilan etmesi, Sultan Hamid’in ölümünün Halid bin Bargaş tarafından kurgulandığıyla ilgili şüpheyi artırmaktadır (Hernon, 2000). İngiliz yetkililerin görüşmeleri bir sonuç vermemiş, üstüne üstlük Sultan Halid muhafız birliklerinin mevcudunu 2500 askere çıkardığından resmi bir savaşa hazırlık durumu ortaya çıkmıştı. Sonuç olarak Zanzibar içerisinde meydana gelen bir hanedan darbesinin süreci hızlandırdığı söylenebilir. 

Savaşın patlak verdiği 27 Ağustos 1896 günü, tarihin en kısa savaşı olarak bilinen bu savaşın anlaşılması adına dikkate değerdir. Tuğamiral Harry Rawson komutasındaki 1050 asker ve denizde bulunan üç kruvazör ile iki gambot savaşa hazır olarak şehrin açıklarında bekliyordu. Sultan Halid’in emrinde bulunan 2500 askerin yanında çok sayıda makineli tüfek, birkaç top, 17. yüzyıldan kalma bronz bir kıyı savunma topu ve İngilizlerin Zanzibar’a devrettiği bir kraliyet yatı (HHS Glasgow) da karşı tarafın kuvvetini oluşturuyordu. Sabah saat dokuzda Rawson’ın emriyle kıyıda bulunan HMS Racoon, Thrush ve Sparrow saraya doğru ateş açtı. Açılan ateşin ardından saray ağır bir şekilde tahrip edilmiş, limanda bulunan HHS Glasgow batırılmıştı. Çatışma ise yalnızca 40 dakika sonra sona ermiş; çatışma bittiğinde ise geriye çoğu saray yıkıntıları altında can veren 500 asker ve sivilin bedeni, batırılmış bir kraliyet yatı ve neredeyse tamamen yıkılmış durumdaki bir saray kalmıştı. İngiliz tarafında ise yalnızca bir astsubay bombardıman esnasında ağır yaralanmış, sonrasında ise iyileşmişti. Sultan Halid’e gelince, bombardıman esnasında saraydan kaçarak Alman Konsolosluğu’na sığınmıştı. Öte yandan aynı günün öğleninde yeni Sultan Hamûd bin Muhammed, İngilizlerin de desteğini alarak tahta çıkmıştı. İngilizler bu bölgede doğrudan bir sömürge yönetimi kurmanın pahalı olacağı düşüncesiyle buradaki sultanlığı korumaya ve bölgedeki bürokratik, askerî ve ekonomik kontrolü sıklaştırmaya karar verdiler (Hernon, 2000).
This image for Image Layouts addon
Bombardımanın ardından sarayın yıkıntılarını gösteren bir fotoğraf (1896)
Sonuç olarak bölgede patlak veren bu savaşın sadece İngilizlerin otoritesinin kuvvetini kanıtlamadığını, aynı zamanda Zanzibar halkının İngiliz sömürgesi altına daha da ağır bir şekilde girmesine sebep olduğunu söylemek mümkündür. Bu bölgede İngiliz-Zanzibar Savaşı, yalnızca 5 sene sonrasında kurulmaya başlanan çeşitli derneklerin, Zanzibar’daki bağımsızlık hareketlerinin öncüleri olması da bu savaşın bir anlamda bir hatıra olarak akıllara kazındığının bir kanıtıdır. Bu savaşın toplumsal hafızada ne tür etkileri olduğunun incelenmesi, belki de Zanzibar’da 1964 yılında patlak veren devrimin arka planını anlamak adına bir basamak oluşturabilir. Yine de bu savaşın daha sonrasında meydana gelen siyasi ve ekonomik gelişmelerle birlikte bu arka planın değerlendirilmesi, gidişatı anlamak adına daha sağlam temeller oluşturacaktır.

Kaynakça

Hernon, I. (2000). The Savage Empire: Forgotten Wars of the 19th Century. Sutton Publishing.

Kavas, A. (2013). Zengibar. TDV İslam Ansiklopedisi. https://islamansiklopedisi.org.tr/zengibar.

Klein-Arendt, R. (2005). Zanzibar: Colonial Period. Encyclopedia of African History içinde, (Cilt 3, 1715-1716 ss.). Fiztroy Dearborn Publishing.

 

Image